Ayın Üzerindeki Kara Bulutlar, Çiçeklerin Üzerine Yağan Yağmur
-Monolog-
Benim için, odamdan ayrılmayacak olan, pencerenin önünde belli belirsiz gördüğüm bu ay ve çiçekler...
Bu bana bir yerden tanıdık geliyor. Tıpkı sıcak bir dalga gibi, kendi başıma fakat kendimi göremez halde.
Bu ay, bu çiçekler, onların bir kalbi yok... Ama eminim ki benim bir kalbim var. Bu zıtlığa tahammül edemiyorum.
Hiçbir şey olmakta isteyebilirim.
Ama eminim ki bu düşünceler bir 'hiçlik'den ibaret değil.
Kendi benliğimin beni gördüğü yerde olamam.
Bundan nefret ediyorum...
Bu çok mantıksız fakat bundan nefret ediyorum... Neden ?
İkisinide anlamıyorum.
Nefret ediyorum, nefret ediyorum, nefret ediyorum...
Benliğimin göründüğü yer, benliğimi gördüğüm yer.
Sanırım bu, her şeyden sonra kalbimin görülmek istemesi değil mi...
Diğer yandan sanırım bu, görülmek istenmeyen dileklerim olmalı.
Evet, eninde sonunda 'varoluş' dene kavramı getirecek olan şeyleri düşünen ben
Saçma olsada, adaletsizce olsada
Bundan sonra artık böyle şeyler düşünmek istemiyorum.
Ama zaman denen şey, kimsenin bir araya getiremediği anıların tümüdür.
Ve bu nasılsa... Sana söylediğim gibi...
--------------------------------
Parlak renklerle bezenmiş çekici ayı kucaklayan solgun, kara bulutlar
Bende onlar kadar yalnızım, geçip gidiyorum
Pencereden, erken yaz yağmurunun bulanık gökyüzüne bakıyorum
Gözlerimi ıslatıyor, ben kendimde miyim?
Bunun hakkında düşünürken, dirseklerime dayanıyorum
Alnımdaki kırışıklıklarla iç geçirip, gözlerimi kapatıyorum
-Nakarat-
Pencereden, erken yaz yağmurunun bulanık gökyüzüne bakıyorum
Yavaşça çiçekleniyorlar, uzun süren yağmur gibi
Bende böyle yalnızım, hüzünle çürüyorum
Boşlukta olan ben, kaybolup bu boşlukta erimek istiyorum
-----------
Kaleidoskopun tekrar etmesi gibi, her geçen gün ilgimi kaybediyorum
Avuçlarıma bulaşmış olan bu hissi, yeniden ağzımda tutacağım
Zaman, her zaman olduğu gibi yarına yol gösteriyor
Affedilmemiş bir ışıkla dışarıya akıyor
-Nakarat-
Pencereden, erken yaz yağmurunun bulanık gökyüzüne bakıyorum
Yavaşça çiçekleniyorlar, uzun süren yağmur gibi
Bende böyle yalnızım, hüzünle çürüyorum
Boşlukta olan ben, kaybolup bu boşlukta erimek istiyorum
-----------
Hüzünle...Acıyla...
ve yine tedirgin bir şekilde uyumaya niyetleniyorum
Geçmiş, ne zamandan beri "geçmiş"?
Ne zaman "gelecek" olacak?
"Şimdiki" ben kimim?
-Nakarat-
Pencereden, erken yaz yağmurunun bulanık gökyüzüne bakıyorum
Yavaşça çiçekleniyorlar, uzun süren yağmur gibi
Bende böyle yalnızım, hüzünle çürüyorum
Boşlukta olan ben, kaybolup bu boşlukta erimek istiyorum
-----------
Açelyalar gibi...
Ortancalar gibi...
Kaybolmak istiyorum...
---------------------------------------
- Monolog -
Zaman, kendini isminden ayırıyor, her ne kadar ayrılamıyormuş gibi gözüksede.
Sonra, bu şeyler, bu ay, bu çiçekler orada varolmaya devam ediyorlar ve bu, bazı şeyler hakkında düşünme zorunluluğuna dönüşüyor.
Görülmek. İzlenmek...
Yapılan ve söylenen her şeyden sonra, gözlerimi kapatamıyorum, benliğimi silemiyorum ya da tek olamıyorum...
Ama zaman, sadece geçiyor.
Ama zamanın geçtiğini düşünen bir tek ben varım.
Ölüm ve yeniden doğuş, ölüm ve yeniden doğuş, ölüm ve yeniden doğuş...
Bunun ötesinde varolan bir şey.
Eğer şimdi gizlice bakabilirsem, bir kere de olsa hepsini görmek istiyorum...
Hiçlik...
----------------------------------------
Japonca > İngilizce: Sparrow
İngilizce > Türkçe: Juu & Shuu
Click for English Lyrics:
Tsuki Ni Murakumo Hana Ni Ame [ENGLISH]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder