Babamın bir hikayesi.
Bir gün, gecenin geç saatleri. Aniden babamdan bir çağrı geldi.
"...Ne halta bu saatte..."
"Sadece, Buda bana rüyalarımda gözüktü, ve tapınağa gitmemi söyledi!"
Kafam karmakarışıktı çünkü henüz tamamen uyanmamıştım, "Bu Kanagawa'daki tapınak mı?" dedim.
Elbette ismini hatırlamıştım çünkü bir tanıdığımız oranın yakınlarında yaşıyordu, ama ne ben ne de babam oraya gitmiştik.
"Bunun hakkında biraz endişeliyim..."
"Bu büyük ihtimalle bir tesadüftür, bunun üzerinde kafa patlatmana gerek yok, her şey yoluna girecek. İyi geceler..."
Telefon çağrısından iki ya da üç gün sonra, babam kesinlikle o tapınağa gitmişti.
Gerçekten de, kötü şans o yakınımızın evinin başına gelmişti. O zamandan beri, babamdan bir telefon almaya korkar oldum...
<Koçun İşareti>
Ikkun! Bunu yapamazsın. Bu diğer insanın başına gelen talihsizlik hakkında bir hikaye olduğundan yorum yapması zor... Her nasılsa, uyandığından itibaren devam etseydik, sen temelden farksız olacaktın, değil mi? Ve muhtemelen senin "Rüya Bilgisi" olarak ifade ettiğin başlığı "Kahin Rüya" olarak değiştirebilirdin.
English:
A story of my father.
One day, late at night. I suddenly got a phonecall from my estranged father.
"...What the heck, at this hour..."
"It's just, Buddha appeared to me in a dream, and he told me to go to the Temple!"
While my head was disordered because I hadn't fully woken up, I said, "Is that the temple in Kanagawa?"
Surely I recognized the name because a relative of ours was living nearby, but neither I or my father had gone there.
"I'm somewhat anxious about it..."
"It's probably a coincidence, so even if you don't pay mind to it it'll be okay. Well then, goodnight..."
Two or three days after that phonecall, my family certainly did go to that temple. Indeed, misfortune had befallen that relative's house. Ever since then, I became frightened of getting a phonecall from my father...
<Coach's Nod>
Ikkun! You can't do that. Since it's a story concerned with another person's misfortune it's a little hard to comment... However, if we continue on from when you woke up, you were basically indifferent weren't you? And you could probably turn the "dream knowledge" you expressed in the title into "Prophetic Dream" right?
-credits-
Japonca > İngilizce: Sparrow
İngilizce > Türkçe: Juu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder